İnsanın biyolojik döngüsüne bakacak olursak bir çok canlı ile benzer özellikler gösterir. Doğma, büyüme, ölme, beslenme, çoğalma vb. Sıklıkla belirttiğim gibi insanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran değerler ve ona kodlanmış vasıflar vardır. Bunları kullandığı takdirde insan olur. Eli-ayağı, gözü-kulağı olması yeterli değildir. Bu âzâlarını gayesine uygun kullanmaktır aslolan. Bunun yanında yeryüzünde yaratılan her canlının dengeyi ve devamlılığı sağlamak için bir rolü bir misyonu vardır. Yeryüzünde yaşayan canlılar arasında en önemli rol şüphesiz akılla gibi bir nimetle şereflendiği için insana verilmiş. Bu rol yeryüzünü imâr etmek, geliştirmek, Allah’ın cc kurduğu dengeyi koruyup devam ettirmektir. 
İnsana verilmiş bir diğer değer ise merhamettir. İnsanı insan kılan, zaten ahsen-i takvim olan insanı daha da güzelleştiren bir vasıf, bir erdem. Çünkü merhamet, Allah’ın cc insana Rahim sıfatından üflemesidir.  Ve sevgi... Yine  Allah’ın Vedud sıfatının tecellisidir.
Ama insan kıymet bilmezliği ile meşhur.  Kendisine verilen, sahip çıktığı zaman onu yücelten, bunlar ve bunlar gibi birçok vasfını ziyan etmiştir. Dünya sahnesi içinde bu yozlaşmayı izleyen yine bizler... 
Bu kadar sözü niye ettim şimdi ben? Gerçekten o kadar çok şey kaybettik ki,  bu kaybetme aşamasında insanın insanlıktan çıkışını hep birlikte, acı ile seyrediyoruz. 
Birkaç gün önce adamın biri bir kediyi koridora kapatıp, dakikalarca tekmeleyerek öldürüyor. Bir insan bunu niye yapar? Merhametine emanet edilen bir canlıyı acı vererek neden öldürür? Hiçbir toplumda, hiçbir inanışta kabul görmeyecek olan bu davranış, dini ve milli hassasiyeti olan bizim toplumumuzda nasıl vuku buluyor?
İnsanın haksız yere, insan yahut hayvan ya da bir bitki, bir cana kıyması için bahsettiğimiz insanlık vasıflarından soyunmuş olmalı. İnsanı insan kılan bütün değerlerini yitirmiş olmalı... 
“Merhamet, ancak katı kalpli kimselerden çekilip alınır.” buyurmuş Allah Rasûlü.
 Evet, insanda vâr olan duyguların da beslenmeye ihtiyacı vardır. Besleyip çoğaltmadığımız her duygu azalıp yok olur.
Yine bir başka hadiste “Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin!” demiştir. Bu değerlerle kalbimizi süsleyip ahlakımızı donatmaktan vazgeçtik biz. Uzaklaştık... Oysa Allah cc. onun için usvey-i hasane demişti. O; yavrularını besleyen köpek rahatsız olmasın diye ordunun yolunu değiştiren, kuşu öldü diye bir çocuğa taziyeye giden, “Kedi temizdir, ailenizdendir.” diyen, hayvanlara karşı da  gösterdiği merhametle örneklik teşkil etmişti. Bizim hayatta rol modellerimiz değişmeye başladığı günden beri bizler hassasiyetlerimizi, sevgimizi, merhametimizi kaybettik. Yaratandan ötürü yaratılanı severdik. Yaratanla aramıza mesafe girdi, yaratılana olan sevgimiz azaldı. Sonra geldiğimiz noktadan şikayet etmeye başladık. 
O halde bir an önce bizi biz yapan, bizi insan kılan değerlere tekrar sarılmalıyız. Merhamet olunmak istiyorsak merhamet etmeliyiz. Vicdanı peygamberî ahlakla beslemeliyiz ki merhametli davranışlar sadır olabilsin. Mühim olan bu dünyaya insan gelmek değil, insan kalabilmek...
Fatma SÜMER