Kalekule’de Bir Sabah, Bir Gülümseme...

Şehrin hengâmesinden birkaç adım uzaklaşıp nefes almak istiyorsanız, bazen tek ihtiyacınız iyi bir manzara ve sıcak bir tebessümdür. Geçtiğimiz hafta sonu, belediye iştirak şirketi Sarnıçtepe’nin işlettiği Kalekule’de kahvaltı için oturduğumda tam da böyle bir karşılamayla karşılaştım.

Kalekule, yüksekten bakan konumuyla zaten şehirde ayrı bir yer edinmiş durumda. Fakat o sabahı güzel kılan yalnızca manzara değildi; personelin gösterdiği özen, bazen görmezden gelinen ama bir mekânı mekân yapan o görünmez emeğin ta kendisiydi.

Daha kapıdan girerken karşılayan görevlinin içten “Hoş geldiniz”i, masaya yönlendiren genç arkadaşın samimi ilgisi, sipariş alırken gösterdikleri sakinlik… Bunların hepsi, aslında hepimizin günlük hayatta aradığı ama bulduğunda farkına vardığı küçük mutluluk detayları.

Kahvaltının kendisi lezzetliydi; ancak o lezzeti tamamlayan şey, çalışanların hizmet anlayışıydı. Acele etmeyen ama gecikmeyen, fazla konuşmayan ama iletişimi koparmayan, mekânı dolduran kalabalığa rağmen yüzünü asla düşürmeyen bir ekip… Bir kamu iştirakinin işletmesinde böylesine profesyonel bir yaklaşım görmek, doğrusu beni sevindirdi.

Biz gazeteciler çoğu zaman aksaklıkları, eksiklikleri ve akseden sorunları dile getiririz. Ama bazen de iyi yapılan bir işi kayda geçirmek gerekir. Çünkü kamu kurumlarının doğru yönetildiğini görmek, hem vatandaşa güven verir hem de bu emeği ortaya koyan personele bir teşekkür niteliği taşır.

Kalekule’deki o sabah, manzaradan önce insanın içini ısıtan şey hizmet kültürü oldu. Belediyeye bağlı bir işletmede bu yaklaşımı görmek, “olabiliyormuş” dedirten türdendi.

Bu yazı, o gülümseyen personele küçük bir teşekkür, diğer kamu işletmelerine ise nazik bir hatırlatma olsun:

Güzel hizmet, önce insanla başlıyor.