Efendim 6 Ocak tarihinde koordinatörümüz ile Haber editörümüz belediye başkanlarımızdan randevu alalım ziyaret edelim. Hem tanışmış oluruz hem de daha kolay birinci ağızdan iletişim kurarız diye Kaş ve Demre belediyelerini aramışlar randevu talep etmişler.
Başkanların Değerli asistanları sağ olsunlar olumlu dönüş yapmışlar. Madem ekibimiz uygun görmüş haydi Bismillah dedik, 7 Ocak 2024 Salı sabahı sallanmadan kargalar kahvaltısını yapmadan Batı Akdeniz Haber ve Reklam Ajansımıza geldik. Ofiste ve stüdyoda yapılması gerekenleri tamamladıktan sonra aracımızın birini göreve hazırladık ve yola çıktık.
Kumluca ilçemizin Ahmet Ali Ağa Bulvarında ilerlerken Belediyemizin Orta refüjlerde bulunan ağaçları budamasından dolayı daha aydınlık olan görüş mesafesinin güzelliğiyle ilçemiz sınırını geçerek komşu ilçemiz Finike’ye oradan da muhteşem koyları ile d-400 karayolundan Demre ilçemize ve oyalanmadan ilk randevumuza yetişmek için hız sınırlarını da dikkate alarak Kaş ilçemize giriş yaptık.
Kaş Belediyesinin ilçe merkezinde bulunan hizmet binası yakınlarında park edebileceğimiz bir yer buluncaya kadar dolaştık nihayet bir yer bulup park ettik. Sabahın erken saatleri olduğu için mi yoksa ekonomik nedenlerden dolayımı bilmiyorum ama esnaflar pek Mutlu değil gibiydiler. Belki de bizim ekibin gözlemleri bu yöndeydi. Neyse konumuza dönelim. Kaş belediye başkanlığı binasına giriş yaptık XRay Sesli ve Görsel kapı dedektöründen geçtik güvenlik önlemleri dikkatimizi çekti. Hoş geldiniz! Dediler. Merdivenlerden yukarı çıktık. Başkanlık makamının kapısı açık, hemen solda bir oda bekleme salonu olarak kullanıyor sanırım. Merhaba dedik, kendimizi tanıttık, Kartvizitimizi verdik.
İçeride bir görüşme oluğunu beklerken her hangi bir şey içip içmeyeceğimizi sordular. “İçeride içeriz teşekkür ederiz” dedik. Bu arada diğer vatandaşlar da bekleme salonuna geldiler, epey yaşlı bir kadının da başkan bey ile görüşmek istediğine kulak misafiri olduk.
Başkan sekreteri olduğunu tahmin ettiğim kızımı buyurun geçebilirsiniz, diğer misafirimiz çıkıyor dedi.
Biz de makam odasına giriş yaptık. İçeride diğer başka bir vatandaşın girerek başkan sağ tarafındaki koltuğa oturduğunu, ayakta ise belediye personeli olduğunu tahmin ettiğimiz bir kişi vardı. Başkan bey oturduğu yerden bu kişi ile konuşuyor, yapılacaklar hakkında talimat veriyordu. Bu sırada bizde ayakta konuşmanın bitmesini bekledik.
Başkan buyurun dedi, bizimle birlikte yaşının 80’in epey üstünde olduğunu düşündüğümüz vatandaşımız ve kardeşi olduğunu sonradan öğrendiğimiz bir beyle birlikte koltuğa geçtiler.
Koltuğundan sanki hiç kalkmayacakmış gibi tüm heybetiyle oturan başkan efendiye Kendimizi tanıttık. Niye geldiniz ne işiniz var burada der gibi vücut diliyle, diğer vatandaşlara “buyrun niye geldiniz, söyleyin bakalım” dedi.
Yaşlı teyzemizin kardeşi “başkanım bana iş lazım” dedi. Başkan bey “sen önce başkanın karşısında nasıl oturulacağını öğren bizde iş yok git köyde çalış” dedi.
Bunun üzerine vatandaş ayağa kalktı. Ablası yaşlı teyzemiz de başkanın masasına giderek yanında getirdiği yaklaşık 250/300 Gram civarı yöresel halkımızın ‘Çitemik’ dediği Menengiç ve el yapımı tahta kaşığı masaya bırakarak “Goca garının getirebileceği işte bu, çam sakızı çoban armağanı” dedi.
Başkan bey “sağol bakalım, ne istiyon benden?” diye sordu.
-“Gözlerim görmüyor yardım istiyorum”
Cebinden 200 TL para çıkartarak al bakalım dedi. Teyzemiz ben bunları hediye getirdim diyerek parayı almadı.
Teyzemize ben ismini not alayım 15 günde bir elemanlar gelir erzak yardımında bulunuruz dedi.
Teyzeye ismini ve adresini sordu. Hatice teyzemi ismini ve ikamet ettiği köyü söyleyince başkanımız orası neresi diye sordu. Teyzemizde gelmediniz ki diye atıfta bulundu. Teyzemiz yüz ifadesi çok utandığını o kadar belli ediyordu ki… Yaşlı teyzemiz mütevazı şekilde hepimize hayırlı işler dileyerek oradan ayrıldı.
Hepimizden yaşça büyük en yüce makamı o an aslında o hak ediyordu. Olması gereken onun elini öpmek, hoş kısa bir sohbetle hatır gönül almaktı istediği şeyden bile belki daha öncelikliydi. Konunun özeti biz toplum olarak orada saygı görmesi gereken kişi teyzemizdi çünkü o koltuk onun oturan kişiler ise de onun sayesinde makama ulaşmışlardı.
Bizlerde neye uğradığımızı anlamamışlığın verdiği şaşkınlıkla bizde sizi ziyaret edelim dedik. Belki siz de iade-i ziyaret edersiniz Kumluca’dan geçerseniz bize uğrarsınız… Diyordum ki sözümüzü keserek “biz Kumluca’dan geçmeyiz” dedi. Antalya’ya gidip gelmiyor musunuz? Dedim. Biz Fethiye’den gidiyoruz dedi. Böyle bir karakterin 40 yıl hatırını çekmek istemedik. Kahve yerine sabah sabah ayran da içemezdik müsaade istedik. Zor da olsa bu kez ayağa kalkabildi bizi uğurladı. Gülünç olacak ölçüde kısa ve dar giyinmiş yersiz ve zamansız davranışları olan bir Zibidinin yanından ayrılır gibi Bir sonraki randevumuz olan Demre belediyesine doğru yola çıktık. Yolda CE HA PE zihniyeti diyesim geldi ama Antalya Belediye başkanımız Muhittin Böcek’in nezaketi aklıma geldi. Demre Belediye Başkanı Fahri Duran ve Finike Belediye başkanı Mustafa Geyikçi’nin beyefendilikleri, hatta Mustafa Köleoğlu aklıma geldi. Yani anlayacağınız, o gün bir şey olmuştu ama neydi? Geceden veya önceki günlerden kalan bir durum veyahut da Kumluca ile ilgili zihinde kalan acı bir hatıra mı? 'Cahillik denebilir' fakat biyografisini inceledim lisans mezunu yazıyor. Fotoğrafına bakarak bizim gibi bir Yörük çocuğu düşüncesiyle gitmiştik. Neyse nasip olursa bir daha ki Kaş ziyaretimizi 4 yıl yıl sonra yaparız bizde...
Demre ziyaretimizi de bir başka yazıda anlatmaya çalışacağım.
Sağlıcakla kalın…