İki dost karşılaşır hal hatır sorarlar, çoğu zaman iyiyim hamdolsun sen nasılsın denir ve ardından ne sıkıntı varsa anlatılmaya başlanır ordan burdan dert yandıktan sonra da neyseki sağlığımız yerinde hepsi aşılır diye de özellikle belirtilir.Bu çok önemli bir ayrıntıdır aslında, her şeye rağmen sağlığın değerini hatırlarız...

Bu hafta KANSER HAFTASI kanser hastalığı pençesinde yaşam mücadelesi veren o kadar çok insan var ki o dünya bambaşka bir dünya.. Her sağlıklı insan diğer güne hasta olarak başlayabiliyor herşey bir anlık elden bişey gelmiyor.Eskiden bu kadar duymuyormuyduk yada bu kadar yok muydu? Yediklerimiz içtiklerimiz mi, soluduğumuz hava mı hasta bilmiyorum.Teknoloji ilerledi, işler kolaylaştı ama bir o kadarda hastalıklar arttı.İnsan ömrünü sağlıklı olarak yaşamak ister haliyle, doğduktan 20 yaşına kadar lay lay lom hiçbirşeyin farkında olunmuyor, sonra hayatın gerçek yüzü ve telaşı başlıyor ağır sorumluluklar altına giriliyor ortalama 45-50 yaşına kadar gece gündüz çalışıp dünyanın yükü omuzlanıyor ve tam da emekli olup yeyip içecekken gezip tozacakken bir de bakmışız hastalıklar ardı ardına merhaba diyor..Bu genel manada böyle tabi ki...
Kanser yaş zaman mekan dinlemiyor sinsi bir şekilde vücutta bekleyen mikrop en zayıf anda yakalıyor insanı hep büyükler hasta değil, çocuklarda bu kervanda. Yeni doğmuş yeğenimi sarılığı düşmediği ve çok yükseklerde seyrettiği için Adana Balcalı hastanesine götürdük kapıda sıra bekliyoruz 10 yaşlarında bir çocuk nasıl feryad ediyor ' anneee ben o odaya girmem, ben oraya gitmek istemiyorum ' diye bas bas bağırıyor önce sebebini anlamadım ama bende ağlamaya başladım tutamadım kendimi sonra annesi anlattı, yavrucak lösemi olunca kan değişimi yapılması gerekiyormuş ve kaçıncı defa o odada kanı değişecekti kimbilir? Hayat böyle iyilikler güzellikler ve problemlerle doludur ve her soruna da bir çare vardır.Çağın hastalıklarına uzmanlar bilim adamları deva bulmaya çalışıyorlar öte yandan da insan önce kendi doktoru olmalı diye düşünüyorum. En ufak ağrıları sancıları büyütüp ben hastayım ben öldüm ben bittim demek yerine ( ihmalde etmemek gerekir) hayata pozitif bakmalı en çok ihtiyacımız olan morali yine kendimiz kazanmalıyız.Her sabah uyandığımızda '' aman aman belim bacağım, elim kolum nasılda ağrıyor'' demek yerine, '' çok şükür bugünde uyandım ve sağlıklı nefes alıp verebiliyorum '' demeli, doğduk, yaşadık, öldük olacak hayatın keyfini çıkarmaya çalışmalıyız.Hastalık hastası deriz ya, bazı insanlar öyledir bir dokunursunuz bin ah işitirsiniz..Ağrıyan yerlerini sayar sayar bitiremez, afedersiniz ama bu tipleri sevmiyorum sohbetleri hiç keyifli olmuyor. Yaşamak herşeye rağmen güzel sloganı hoşuma gidiyor, hayat süprizlerle dolu, bugün üzgünsem bakıyorum yarın aklıma gelmeyen güzelliklerle karşılabiliyorum, bu tek bana has bir durum değil, genelde öyleyiz.Dünyanın tüm güzelliklerini gören gözlerimiz, mis gibi çiçeklerin yiyeceklerin kokularını alan burnumuz, tutan elimiz ayağımız hisseden kalbimiz, düşünebilen beynimiz ve daha bir çok nimetin farkında olmak mutlu olmaya yeter de artar bile..

Sevgili okurlarım ülkemizde özel günler haftalar birbirini kovalıyor 1-7 nisan arası KANSER HAFTASI bu sebeple sağlık konusuna değinelim istedim.Söylemeyi unuttuğum şeyler olabilir onuda sizlerin yorumlarında görmek isterim...Hepinize sağlık huzur ve başarı dolu günler temenni ederim, gülümseme gül yüzünüzden hiç eksilmesin..Hastalıktan değil, geç kalmaktan korkmalı hiç bir şey için geç kalmazsınız umarım..



GEÇİP GİDEN ZAMAN



Okyanusun tam ortası beynim
Uçsuz bucaksız düşünceler
Varılmıyor görünmüyor kıyısı
Bugün var, yarın olmayacaksam
Dert etmenin şimdi mi sırası?

Gereksiz boş şeylerle dolmuş yüreğim
Dünya malı, dünya hevesi
Beni üzenleri mıknatıs gibi çekmişim
İçim de fırtınalar koparken savruldum
Yalancı baharlar sa beni hasta etti....

Bir sevdama bin kurban verdim
Sorulmasın yorulmasın yürüsün istedim
geçip giden zamana direnemedim
Yüzümde çizgiler saçımda aklarla
Yoruldum tükendim çoktan bittim...

Aşkın bekçisi sevginin esiri miyim?
Bir tek gülüşün olamam dilencisi
Bulunmaz gönlümün kayıp neşesi
Kendimi yakar, kendim yanarım yok ötesi

Fani dünyaya geldiğim gibi
Günahsız bir melek misali
Bilmem ki, arkama bakmadan gider miyim?

HATİCE BOZKURT SARITAŞ...