Seçim meydanında adalet, ahlak ve temiz siyaset nutukları atanlar; koltuğa oturunca türlü takaslar, pazarlıklar ve belediye başkanı transferleriyle anılıyorsa, artık samimiyeti sorgulama zamanı gelmiştir. İlçe teşkilatlarından başlayarak yeniden inşa edilmeden bu yola devam etmek, seçmeni aldatmaktır.
Siyasetin dili şiir gibidir: Seçim meydanlarında “adil”, “temiz”, “yenilikçi” sözleri dökülür; vaadler ardı ardına sıralanır. Seçim bittiğinde ise aynı ağızlar başka senaryolar okuyabiliyor. “Adalet”ten dem vurup, seçimle kazanamadığın belediyelerin başkanlarını entrikalarla veya pazarlıklarla kadroya katmak... Hem ahlakî hem de siyasetî açıdan kabul edilemez bir çelişkidir.
Seçmen, sandıkta tercih yaparken sadece bir isim seçmez; o ismin temsil ettiği dürüstlük, program, mücadele tarzı ve güveni seçer. Seçim sonrası yapılan transferler, rüşvetvari pazarlıklar veya koltuk değiş tokuşları, seçmenin güvenini zedeler; siyasete olan inancı aşındırır. Bir yanda “temiz siyaset” söylemi, diğer yanda eski usullerin devreye girmesi, siyaset kurumunun itibarını erozyona uğratır.
Bu durumun kaynağı sadece birkaç bireysel zaaf değildir. Yapısal bir sorundur. Siyasi partiler, çoğu zaman merkezi karar mekanizmalarının ve kısa vadeli başarı beklentilerinin etkisiyle, sahadan kopuk kararlar alır. “Hızlı çözüm” diye yürütülen transferler, uzun dönemde parti tabanını ve saha örgütlerini eritir. İlçe teşkilatları, sandıkta ter döken, parti aidiyetini yaşayan, sahayı bilenlerdir. Onların görüşü alınmadan, onlara danışılmadan yapılan hamleler, örgütün moralini bozar ve seçmenle parti arasında bir köprü bırakmaz.
Bu sebeple çözüm açık ve nettir: İlçe teşkilatlarından başlayarak yeniden planlanmak. Nasıl mı?
1. Sahaya Dönmek ve Dinlemek
Teşkilatları merkeze almak, saha raporlarını gözden geçirmek ve yereldeki ihtiyaçla genel stratejiyi uzlaştırmak gerekiyor. Başarı, kozmetik hamlelerle değil, sahadan gelen dürüst verilerle inşa edilir.
2. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik
Her türlü ilçe, il ve merkezi atama, transfer veya koalisyon adımı öncesi şeffaf bir süreç işletilmeli; gerekçeler açıkça açıklanmalı ve ilgili organlara hesap verilmeli. Gizli pazarlıklar, kısa vadede kazandırsa bile uzun vadede kaybettirir.
3. İlkelerle Hareket Etmek
“Temiz siyaset” bir afiş değil; davranış biçimi olmalı. Ahlakî ilkeler, kadrolaşma, belediye yönetimi ve ittifak politikalarında rehber kabul edilmeli. İlke yoksa, vaatlerin hiçbir kıymeti kalmaz.
4. Eğitim ve Yeniden İnşa
Teşkilat üyelerine siyaset etiği, iletişim, kriz yönetimi ve yerel yönetim alanlarında düzenli eğitimler verilmeli. Böylece yerelden gelen isimler daha donanımlı hale gelir ve transfer yerine içeriden yükselen liderlik modeline geçiş sağlanır.
5. Uzun Vadeli Strateji
Seçimler kampanya dönemi değildir; sürekli bir yönetim, iletişim ve hizmet sürecidir. Hızlı transferlerle kazanılmış belediye koltukları, yerel meclis desteği, liyakat ve halkla kurulan bağlar olmadan sürdürülemez.
Sonuç olarak, siyaset meydanlarında söylenen sözlerle, arka odalarda dönen işler arasındaki uçurum büyüdükçe, vatandaşın siyasete olan güveni daha da yara alır. Zaman akıp gidiyor; seçim günü kapıya dayandığında telafi edilemeyecek yaralar bırakmamak için bugünden ilçe teşkilatlarını merkeze alarak, şeffaflık ve ilke temelli bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç var.
Yoksa ne mi olur? Seçim kazanılmış olabilir ama itibar, güven ve sadakat kaybedilmiştir. Oysa gerçek zafer, sadece sandıkta değil; halisane, sürdürülebilir, adaletli bir siyaset pratiğiyle kazanılır. Bu yol, ancak ve ancak böyle yürünerek yol olur — aksi takdirde, bu yol yol değildir.