NASRETTİN HOCA DEMOKRAT

               Geçenlerde Yılmaz Özdil Hoca’nın “Doğuran Kazan” adlı fıkrasını anlatıyor ve bizdeki en büyük iktisatçının Nasrettin Hoca olduğunu iddia ediyordu. (Yılmaz Özdil, Faiz Uçtu, 15 Eylül 2018, Sözcü)

               Yılmaz Özdil son yapılan zamları kastederek “kazanın öldüğünü” söylüyordu.

               Nasrettin Hoca aklı başında bir adamdır. Başkasının dediğine inanmak yerine aklının dediğinin peşinden gider. Onun bütün fıkralarını bilmek size çok yönlü düşünme becerisi kazandıracaktır. Çünkü Hoca bazen bir şeyden anlamayan, bön bir kişi olarak, bazen de leb demeden leblebiyi anlayan cin bir kişi olarak karşımıza çıkar. Onun hepsi de Hoca’dır.  

               Fıkralardan birinde Hoca eşek isteyen komşusuna “Eşek yok”der. O sırada ahırdaki eşek anırınca da “Sen Hoca’nın dediğine mi inanıyorsun, eşeğin dediğine mi?” diye çıkışır. Bir başka fıkrada ise eşek isteyen komşusuna “Dur, der, eşeğe bir sorayım. Ahıra girip çıktıktan sonra da “Eşeği veremeyeceğini, eşekle konuştuğunu, eşeğin kendisine “O adam hem beni dövüyor, hem de sana sövüyor” dediğini söyler. “Hangisi gerçek Nasrettin Hoca’dır?” derseniz, bunların hepsi Nasrettin Hoca’dır.” cevabını veririz. Çünkü hayat çok yönlüdür. Ve Hoca tek çeşit değil çok çeşitli davranmak gerektiğini telkin ediyor bizlere. 

               Bazıları Hoca’nın bu farklı davranışlarını bir kişilik zaafı gibi algılayabilir. Değildir. Aksine biz uzun yıllar herkese eşit davranacağım diye haksızlığın âlâsını yapan nice insanlarla karşılaştık. İnsan bazen “Ölen cani öldüren zavallıya ne yaptı acaba?” diye düşünebilmelidir.

               Vatandaşın biri Hoca’ya, “Hoca’m, der, bakıyorum da sabahleyin insanların bazıları doğuya, bazıları batıya, bazıları da güneye gidiyor. Bunun hikmeti nedir acaba?” Hoca’nın cevabı günümüz demokratlarına taş çıkartır: “İnsanların hepsi bir yöne giderse dünya o yana devriliverir.”

               Hoca hoşgörünün tavan yaptığı, Yunus’un Hacı Bektaş’ın çağlarından bir soluk üfürür zihnimize. Günümüzde ise kendi eşine dostuna tahammül edemeyen; inancından, siyasi düşüncesinden, etnik yapısından dolayı insanları itip kakmaya kalkan herkese Hoca’nın bir çift sözü vardır.  Hoca bu fıkrasında ötekileştirici değil, kucaklayıcıdır. 21. Yüzyılda bile insanları itip kakanların Nasrettin Hoca’nın mirasçıları olabileceğine nasıl inanalım? Ağızlarını açtıkça Yunus’un ve Mevlana’nın yolundan gittiklerini bağıra bağıra söyleyip sonra da devletin imkanlarını yandaşlara peşkeş çekenlere nasıl inanalım?

               Konuyu Lafonten’den bir fıkra ile bitirelim: Ağzında peynirle karganın bir dala konduğunu gören tilki hemen yanaşır ve “Vay karga kardeş! Ne kadar güzelsiniz, eğer sesiniz de tüyleriniz gibi güzelse bu ormanın sultanı siz olmalısınız!” der. Gerçi tilki kurnazdır ama karga da az akıllı değildir. Tilkinin meramını anlar. Ağzındaki peynir parçasını ayaklarının arasına koyar ve     Kusura bakma tilki kardeş! Der, Ben Lafonten’i okudum."  

               SOMSÖZ: BİZ NASRETTİN HOCA’DA OKUDUK.