Uzun bir yaz tatilini daha ardımızda bıraktık. Tatili çok seven bir milletiz. Çabuk alışıyoruz rehavete ve tekrar yeni bir hayata başlar gibiyiz. Yaz aylarında eğitim olsaydı sanırım çok verimsiz olurdu. Sıcak ve nem öyle bunaltıyor ki, uzun gün de hiçbir şey yapmasak bile yoruluyoruz.
Ana sınıfı , ilkokul birinci sınıf, ortaokul, lise ve üniversite heyecanı yaşayan binlerce yürek var. Hepsi ayrı bir güzellik ve mutluluk. Okulların açılmasıyla canlanan çarşı pazarlar, yollarda ki o kıpırtı, rengarenk kıyafetler boy boy öğrenciler. Anne babalar bile okul yolunda.:) mesela bizim memleket yaz aylarında ölü şehir haline gelirken, eylül ayında biber salçası yapmak isteyenler okula başlayanlarla tekrardan nefes almaya başlar. Nerdeyse bir mahallede üç beş kişi kalırken bu havayla hemen hemen her evin kapısı penceresi açılır. Neyse konumuza dönelim. Geçenlerde bir arkadaşla konuşuyoruz. Dedi ki; liseye giden çocuklar daha kolaymış, bu sene ana sınıfına başlayan küçüğün alışverişini bir türlü tamamlayamadık’ deyince şaşırmamak elde değil. Hakikaten de bu yavruların ne büyük yükü varmış böyle. Kıyafetler boyalar cilalar vs..liste epey uzun, oyunla öğrenecekler her şeyi o apayrı bir güzellik. Yoktu bizim zamanımızda böyle okul öncesi eğitim. Olsaydı kötü mü olurdu? İmrenmezdik miniklere. Onların yerinde olmayı, gidip o sıralarda üstümü başımı boyayarak resim yapmak istiyorum. Bütün arkadaşlarımla sınıfta beslenme saatinde yemek yeme heyecanıyla aç kalmayı, vakit dolduğunda babamın yada annemin beni kapıda beklediğini görmek elinden tutup oradan ayrılmak istiyorum. Ve yarını sabırsızlıkla beklemek, hatta akşamları kitabımda noktalamalar olan hayvancığın üzerinden çizgilerle hangi hayvan olduğunu ortaya çıkarmak., bu arada annem elimden tutmuş ‘aha şurdan aha şuraya’ gibi sesleri yanı başımda olsa fena mı olurdu?
İnsan en çok ta okul öncesi eğitim (ana sınıfı) öğrencisi olmayı istiyor. Her şeye sıfırdan başlamak, şimdi ki aklımızı kullanabilmek. Bu mümkün değil, hayali bile saçma ama, geriye dönüşü olmayan yollarımızda evlatlarımız yürüyor. Onlar bize göre daha şanslı demek isterdim fakat, yalan dünyanın yalan işleri ve dengesiz insanların manasız vurdulu kırdılı işleri bakalım yavrularımıza nasıl etki edecek. Bir yandan teknoloji çağını yaşarlarken, bir yandan da cahilce bir serüvenin tam içindeler.
Sevgili okurlarım, bu düşüncelerimde yanılmayı öyle çok istiyorum ki anlatamam. Her şey güllük gülistanlık olsun, yediden yetmişe herkes kendi ülkesinde mutlu olsun. Dünya döndükçe savaşlar, seller, depremler, yangınlar ve anlamsız cinayetler olmasın, karıncayı bile incitmekten kaçınan insanlar artsın. Barış, sağlık ve huzur dolu günler hepimizin olsun.

19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN. TÜM GAZİLERİMİZDEN ALLAH CC RAZI OLSUN. HALA GAZİLERİMİZİN YAŞADIĞI BU TOPRAKLARA ŞEHİT VERMEYE DEVAM EDİYORUZ. RUHLARI ŞAD OLSUN. ÜLKEME ZEVAL GELMESİN TERÖR VE ŞEHİT HABERİ DUYMADIĞIMIZ GÜNLERİN ÖZLEMİ İÇİNDEYİM…
BÜTÜN ÖĞRENCİLERİMİZE BU EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA BAŞARILAR DİLİYORUM 
Sevgi ve muhabbetle selam herkese…teşekkürler..

ŞU OKUMAK OLMASA

Açılmazdı ufuklar daim söner kalırdı
Gidilen yollar bitmez şu okumak olmasa
Tüm dünyayı sayısız kör cahiller alırdı
İlimden habersizdin şu okumak olmasa

Yanlışa hayır demez doğruyu göremezsin
Kendi derdine çare asla bulamazdın sen
Ne büyük nimettir bu gerçeği görebilsen
Bilimden habersizdin şu okumak olmasa

Düşman esir ederek zincirlere bağlardı
Acımadan ezerek yürekleri dağlardı
Söylemez olur diller gönüllerde ağlardı
İlimden habersizdin şu okumak olmasa

Güneş ve gezegenler uzaktan da uzaktı
Bilmediğimiz her şey bizim için tuzaktı
Şu yeryüzün de olan bütün düzen bozuktu
Bilimden habersizdin şu okumak olmasa

Tabiatı seyret sen bilmezdin değerini
Öğrendikçe hayatı bulursun diğerini
Karanlıkta kalırdın çürütüp ciğerini
İlimden habersizdin şu okumak olmasa..

HATİCE BOZKURT SARITAŞ