Antalya’nın narenciye kokulu ilçesi Kumluca, doğası, denizi ve sıcakkanlı insanlarıyla cennetten bir köşe gibi görünse de son zamanlarda sokaklarında gezinenlerin en çok karşılaştığı manzara artık narenciye  bahçeleri değil; “SATILIK” levhası asılmış, ana caddeleri parsellemiş araçlar…

Kumluca’nın kalbindeki trafik sorunu artık kronik bir hal aldı. Özellikle şehir merkezine yakın bölgelerde, gelişi güzel park edilen araçlar hem yayaları hem de diğer sürücüleri ciddi şekilde mağdur ediyor. En dikkat çekici detaylardan biri ise, park edilmeyen yerin bile satılık ilanıyla geçici bir oto galeriye çevrilmesi. İnsan kendine sormadan edemiyor: Bu yollar kimin?

Yaya Hakları Kağıt Üzerinde mi Kaldı?

Her şehirde olduğu gibi Kumluca’da da yaya geçitleri, engelli rampaları ve kaldırımlar, şehir yaşamının vazgeçilmez parçaları olmalı. Ancak işlevlerini yitirmiş durumdalar. Çünkü bir kısmı üzerine park edilen araçlarla kapalı, bir kısmı da “şuraya iki dakika bırakayım” mantığıyla işgal altında. Engelli bireylerin ya da yaşlı vatandaşların bu rampaları kullanması ise neredeyse imkânsız hale geliyor. Bu durum hem bir hak ihlali hem de toplumsal sorumluluk eksikliği olarak karşımızda duruyor.

Denetim Yetersizliği ve Alışkanlıkların Gücü

Trafik düzeni sadece kanunlarla değil, alışkanlıklarla da sağlanır. Ancak ne yazık ki Kumluca’da hem denetim yetersizliği hem de vatandaşların umursamaz tavırları, hatalı parkı bir “norm” haline getirmiş durumda. Ne belediye ekipleri ne de trafik zabıtaları bu konuda etkili bir yaptırım uygulayabiliyor. Oysa birkaç etkili ceza, birkaç başarılı örneklem bile bu kötü alışkanlığın önüne geçebilir.

Çözüm Basit Ama Cesaret İster

Elbette çözüm yok değil. Öncelikle Kumluca merkezde acilen yeni otopark alanları oluşturulmalı. Kent estetiği bozulmadan yapılacak katlı otoparklar hem aracı olan vatandaşlara alternatif sunar, hem de yolları nefes alır. Bunun yanında, yaya geçidi ve engelli rampalarını ihlal eden araçlara kesilecek caydırıcı cezalar, sorunun çözümünde kritik rol oynar. Ama en önemlisi, tüm bu adımların istikrarlı ve adaletli şekilde uygulanması gerekir.

Unutmayalım; şehir dediğimiz şey sadece binalardan ibaret değildir. O şehrin yolları, kaldırımları, geçitleri; insanca yaşamanın göstergesidir.

Kumluca’nın güzel sokaklarını araçların işgali değil, çocukların kahkahaları, yaşlıların baston sesleri doldurmalı.