Bir Ağacın Sessiz Çığlığı: Kumluca’nın Vicdanında Bir Yarık
Kumluca Cumhuriyet Meydanı’nda bir palmiye ağacı kesildi. Yerine yenisi dikilecek denildi ise de beton döküldü. Belki bu gelişme bazıları için sıradan görünebilir. Ama aslında bu, yalnızca bir ağacın değil; doğaya, geçmişe ve ortak yaşam kültürümüze duyulan saygının da kesildiği andır.
O ağaç yıllardır oradaydı. Gölgesinde insanlar soluklandı, sohbet etti, çocuklar oyun oynadı. Oysa şimdi, onun yerinde cansız, soğuk ve ruhsuz bir beton var. Ne hikaye taşıyor, ne gölge veriyor. Sadece sessizlik ve yabancılaşma.
Bu karar kimin inisiyatifiyle alındı? Kim, bir ağacın yerine beton dökerek meydanı "güzelleştirdiğini" düşündü? Doğayla dost olmayan hiçbir düzenleme güzelleştirme değildir. O ağacın kesilmesi bir düzenleme değil, bir yok oluştur. Kent estetiği adı altında doğayı yok saymak, geleceğe karşı işlenmiş bir suçtur.
Her geçen gün daha fazla beton, daha az yeşil görüyoruz çevremizde. Gölgesinde oturacak bir ağaç bile kalmayan meydanlar, insanı insana yabancılaştırıyor. Ağaçsız şehirler, köksüz kalmış bir medeniyeti andırıyor. Nefessiz, renksiz ve anlamsız…
Cumhuriyet Meydanı’nda bir palmiye ağacı eksildi. Ama bizden eksilen sadece o ağaç değil. Doğayla olan bağımız, kentle kurduğumuz duygusal ilişki, hatta vicdanımızdan bir parça da onunla birlikte gitti.
Ve şimdi susarsak, yarın başka bir ağaç daha gider. Sonra bir park, bir kuş, bir çiçek…
Bu yüzden sormak gerekiyor:
Ne zaman beton, yeşilin önüne geçti?
Ve biz, bu sessiz yıkıma daha ne kadar seyirci kalacağız?