Mevsimler öyle çabuk geçiyor ki, insan anlayamıyor zamanın nasıl bittiğini.Yine bir yaz tatili başlıyor, çocuklarımız bir yılın yorgunluğunu atmaya hazırlanıyorlar.Kimileri çalışmanın verdiği başarıyla mutlu olurken, kimileri de çalışmayıp hep tatil yaptıkları için üzülecekler mi acaba. Gönül istemez mi büyük küçük herkes üstüne düşen vazifeyi yapsın, zaman israf edilmesin keşkeler bizi üzmesin.İnsanız ve kabiliyetler karekterler başka başka, bunlar hesaba katılarak eğitim verilmesi ne güzel.Meslek liseleri bu anlamda görevini yapıyor.

    Tatili kimler yapar? Tatil nasıl yapılır? Güzel bir  mevsimdir yaz, insanların denize, yaylalara ve gezilere gitmesi için bir fırsattır.Sıcak ve uzun günler çeşitli planlara gebedir artık. Herkes maddi durumuna göre bir tatil yapacaktır.Lakin bazılarımızda çalışarak  durup dinlenmeden  yola devam ederiz.İyi bir gelirin olması en büyük avantaj, ardından sağlık ve zaman  gelir…Benim burada asıl söylemek istediğim çocuklarımıza bunu en iyi şekilde anlatmak ve ilerde hayatlarını en kaliteli bir biçimde sürdürmeleri için çabalamaları gerektiğini gösterebilmektir. Etrafıma  şöyle bir baktığımda ne yaparsak yapalım her şey olacağına varıyor. Hayatı anlamak için maalesef  kötü tecrübeler yaşanması gerekiyor.Başkası ne derse desin, illa kendimiz birebir yaşayıp görmeliyiz ki inanmalıyız.Tatille beraber  bir çok ailede çocuklarını meslek öğrensinler hayatı anlasınlar diye  çeşitli işlere yönlendiriyorlar. Bu gerçekten güzel, günümüzde evlatlarımıza kıyamıyoruz, el bebek gül bebek büyütüyoruz ve bir güçlükle karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemiyorlar.Ağaç yaş iken eğilir demiş sevgili atalarımız.Paranın nasıl kazanıldığını nasıl harcanacağını öğrenmeleri açısından bu uygulama mutlaka devam etmeli.Çok sevdiğimiz çocuklarımıza bu fırsatı vermeliyiz.Hayat sadece anne baba sevgisinden ibaret değil, mesleki ahlak ve eğitimde şarttır.Bu sayede belki okulun kıymetini anlamalarına da  vesile olur.Günümüzde gençlik serserilik başıboşluk ve  maddi zorluklarla boğuşuyor.Çoğunun aklına çalışıp kazanmak gelmiyor, hep anne baba vermiş harçlığını ve hep böyle devam edecek sanıyorlar.Hazırcı olmak en büyük hastalıktır.Zamanında olmayınca sonradan da olmuyor. Hayat ve zaman öyle bir çark ki, hiç dinlemiyor, önüne kim gelirse ne gelirse öğütüp atıyor…Her şey vaktinde güzel, her insanın üretici olması, kendisi ve sevdikleri için bir şeyler yapması lazım.İnanıyorum insan her yaşta ve her yerde çalışabilir, iş beğenmemezlik olmadıktan sonra yapılamayacak hiçbir şey yoktur.

     Sevgili okurlarım, tatille başladık söze ve iyi bir tatil için mutlaka çalışmak gerektiğini vurgulamaya çalıştım. Tecrübelerle söylenmiş ata sözlerimizle yazıma son vermek istiyorum..Dilerim bizim canımız kıymetlimiz güzel yavrularımız hayata sımsıkı tutunup, ayakları yere sağlam basan iyi ve güçlü birer insan olsunlar.Kimseye muhtaç olmadan kaliteli bir yaşam sürdürsünler. Tekrar görüşmek umuduyla sevgi saygı hoşgörü önceliğiniz olsun..

Atasözleri
* Zahmetsiz rahmet olmaz
* Açık ağız aç kalmaz
* Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar
* Akan su yosun (pislik) tutmaz
* Aç ayı oynamaz
* Açın gözü ekmek teknesindedir
* Emek olmadan yemek olmaz
* Er olan ekmeğini taştan çıkarır
* İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz)
* Akan su yosun tutmaz
* Lafla peynir gemisi yürümez:
* Lafla pilav pişerse, deniz (dağ) kadar yağı benden:
* Zahirenin ambarı sabanın ucundadır

HATİCE BOZKURT SARITAŞ...