Şanla şerefle anılması gereken bir festival, ne yazık ki beceriksizliklerin, umursamazlıkların ve köksüz organizasyonların sahnesine dönüştü.

26. Tarım ve Seracılık Festivali, Yörük kültürünü yaşatmak yerine, adeta onunla alay eden bir tiyatro gösterisine dönüştürüldü.

Festivalin çelenk koyma töreninde yine bildik resmî kıyafet monotonluğu sahnedeydi. Oysa bir kez olsun farklı bir adım atılsa, Yörük dernekleri davet edilse, çelengi bir Yörük Beyi koysa ne kaybedilirdi? Yörük kültürüne sahip çıkmak bir süs değil, bir kimlik meselesidir. Bunu hâlâ idrak edemeyen bir anlayışın elinde festivalin ulusal bir kimlik kazanmasını beklemek hayalcilikten öteye geçemiyor.

İstiklal Marşı okunurken omurgası dik durmayanlara, ağız ucuyla marş mırıldayanlara kim göz yumuyor? Amirleri nerede? Bu ciddiyetsizlik karşısında kimin sesi çıkıyor? Yoksa ‘mış gibi’ yapmak, yeni resmî gelenek mi oldu?

Etkinliklere çağrılan 41 mahalle muhtarının büyük kısmı, törene ya katılmadı ya da varlığıyla yokluğu bir oldu. Kendi mahallesine, kendi halkına sahip çıkılmamasının nedeni nedir? Sahi, mahallelerdeki aidiyet ruhu da mı festival alanındaki ciddiyetsizliğe kurban edildi?

Daha da acısı var.

Alevi vatandaşlarımızın 40 saniyelik semah (Mengi) gösterisi sırasında, arkadan bangır bangır "salla salla vur duvara" diye yayın yapılan bir ortamda, kim saygıdan, kim kültürel hoşgörüden söz edebilir? Koskoca festival organizasyonu, 40 saniyeliğine müziği kısmaktan acizse, burada sadece beceriksizlik değil, apaçık bir umursamazlık vardır.

Sonuç?

Vasat bile değil! Berbat bir temsil. Yörük göçü diye sunulan canlandırma, geçmişte bu topraklarda göçüp gitmiş Yörüklerin kemiklerini sızlattı. Bu kadar kötü bir organizasyon, kültürel mirasın böylesine ucuzlatılması ancak "ayıp" kelimesiyle açıklanabilir.

Bu festival, bir şenlik değil; kültürel kimliğin aşağılandığı utanç verici bir gösteri olmuştur.

Bu anlayışla değil ulusal festivale dönüşmek, kendi köklerinden bile koparsınız.

Artık birileri çıkıp şunu açıkça söylemeli:

Ya Yörük kültürüne gerçekten sahip çıkın, ya da Yörüklerin adını bu seviyesiz organizasyonlarınızda anmayın!