Bir yönetimin kalitesi çalışanlarına ve emeklilerine verdiği değerle ölçülür. Bizim İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına değer veriyor mu vermiyor mu bilmiyoruz. Ama emeklilerine değer vermediği bir gerçek. Çünkü emekli olmuş öğretmenleri ne arıyor ne de soruyorlar. Öğretmenler gününde bile sormadıklarını söylesek yalan söylemiş olmayız.

Birçok arkadaş için bahane hazır: Pandemi var. Birçok doğal afetin ilişkileri kesintiye uğrattığını, bozduğunu inkâr edecek değiliz. Ama her konuda bu mazeretleri ısıtıp ısıtıp ortaya sürmek de pek akıllıca olmasa gerek.

Öğretmenler meslek öbekleri içinde her türlü yeteneği barındıran önemli bir camiadır. Azıcık büyük, azıcık vurdumduymaz, azıcık tembel. Ama en yetenekli, en bilgili. Çünkü büyük bir kitle.

Yakın zamana kadar ülkemiz, genç emekliler diyarıydı. Bu sayede birçok öğretmen genç yaşta emekliler kervanına katıldı. Son zamanlarda EYT’lilerin sesi çokça çıkıyor. Herkes genç yaşta emekli olmak istiyor. İstiyor istemesine de emekli maaşı aile geçindirmeye yetmeyince başlıyor gene çığırmaya. Emekliyim, geçinemiyorum. Ama gücün yeterken işini yapmaya devam etmedin. En verimli çağında ayrıldın. Hiç hesap kitap da yapmadın. Ayrıldıktan sonra ne yapacağın hakkında bir planın da yoktu. Piyasadaki işlerden hiç birini yapmak elinden gelmez. Geçinemezsin. Çalışman gerekir. Ama “Ben çalışmak için mi emekli oldum?” dersin. Canın gezmek ister, iyi şeyler yeyip içmek, iyi yerlerde yaşamak ister. Ama sağlığını hovardaca saçıp savurmuşsundur. Ama çocuklar 30 yaşında bile senden bir şey bekler.

Emekli öğretmenlerin en önemli handikapı onları mutlu edecek meşgalelerin olmamasıdır. Yöremizde birçok öğretmenin toprağı var. İyi kötü ekip dikiyor, meşgul oluyor. Ama yurdumuzda o işleri hiçbir eğitim almamış kişiler de yapıyor. Öyleyse öğretmenlerin daha rafine şeyler yapması gerekmez mi?

Sokağa çıkıp haykırmak istiyorum: Ey İdareciler! Bunca yetenekli insanı çalıştırmanın, onlara içlerindeki güzellikleri sergileyebilecekleri, 40-50 yıl boyunca elde ettikleri yetenekleri değerlendirebilecekleri bir alan bulmanın imkanı yok mu? Ey Öğretmenler! Bu ülkenin yarınının daha güzel olması için yapabileceğiniz hiçbir şey yok mu? Atatürk’ümüz de, Peygamberimiz de bizlere çalışmayı, daha çok çalışmayı tavsiye etmiyor mu? İnsanın dünyasını da ahretini de çalışmakla, bir şeyler üretmekle kurtulabileceğini siz bilmezseniz kim bilecek? Emekli olunca, yiyecek ekmeğin ve peynirin olunca başka hiçbir şeye ihtiyaç kalmıyor mu?

Çalışan uluslar, çalışmayan, üretmeyen uluslara hayat hakkı tanıyor mu? Bunu serasında çalışan Sarı Çizmeli Mehmet ağa nereden bilecek. Sen söylemezsen, sen uyandırmazsan, sen örnek olmazsan… Vatandaş nasıl uyanacak?

Bilmenin bir vebali var. Bildiğin halde doğruyu göstermiyorsan, “Bana ne!” diyorsan yanlıştasın! Yangındasın!...

SOMSÖZ: SESİMİ DUYAN VAR MI?..