İkinciye başlatılan açılımla ( bölücülerle pazarlık) ulus devletimiz gibi Kıbrıs’ı da tartıştırmak için öne çıkaracakları, yavru vatanın varlığını tehlikeye atacakları belliydi. Son yıllarda Kıbrıs yine kaynatılıyordu, açıktan, gizliden, fitne fesatla… Bilgi ağındaki güdümlü, dışa bağımlı, özel seçilmiş Kıbrıslılar iyice gemi azıya almışlar, anavatandan gelip Kıbrıs’a yerleşenlere verip veriştiriyorlardı aylardır, istenmiyorsunuz, gidin diye… Bizi rahat bırakın diye…
Böyle bir tartışmaya, dayanamamış, tartışmaların altına; “ Akrep etmez akrabanın akrabayı ettiğini” yazmış, yayılmacıların maşası olan hainlere, Kıbrıs Türklerinin sesi olmayan bu Rumculara dikkat çekmek istemiştim.
Geçenlerde bir anda gündemi, Kıbrıs Rum kesiminde elçilik açan “Türk devletlerinin” haberi sardı. Tam anlamıyla şoka girildi. “Bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeşlik!” çığlıkları, küfürler havada uçuştu. Hem de, Sovyetlerden savaşmadan ayrılan o cumhuriyetlerin biri ikisi değil, hepsi bu ihanete katılmışlar.
Türk Devletleri Topluluğu (TDT) üyesiymiş bunlar. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan. “Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan” Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanımakla kalmamış, ayrıca büyükelçi de atamışlar. Sözün özü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini şimdiye dek tanımayan bu ülkeler ardı ardına Rum tarafını tanımış. Dahası, Kıbrıs Türk tarafını (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni) tanımayacaklarını kayıt altına aldırmışlar. Bu ihanet haberi basında şöyle verildi:
“Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan Kıbrıs Rum Kesimini "Kıbrıs Cumhuriyeti" adıyla tanıyıp, Rumlarla diplomatik ilişki başlattı.”
Bu iş, AB ile yaptıkları on iki milyar avroluk para anlaşmasına dayanıyormuş. Kumarbazların ”Bul karayı, al parayı.” demeleri gibi.
Bu durumu, gazeteci Emin Çölaşan, “ Asya’da bir takım devletler var. Biz onlara Türk Cumhuriyetleri” diyoruz, diye söze başladığı son yazısında anlatmış. “Azerbaycan dışında bunların ne ölçüde Türk olduğu özellikle tartışma konusudur.” demiş.
Sonra yazdıkları biraz tuhaf. “Kıbrıs’ın bir bölümünü 1974 yılında ele geçirdik ve bir süre sonra KKTC’yi kurduk. Ama gelin görün ki bizim dost ve kardeş Türki Cumhuriyetlerinden biri bile bu devleti tanımadı.” Buradaki "ele geçirdik" sözüne ne demeli? Kıbrıs tarihte hiçbir zaman Yunan’ın olmadı ki… Kendi ülkesini kurtarmaya, hem de şehitler vererek hakkını aramaya, ele geçirdik denilir mi?
Bu, Rum’u Kıbrıs’ın tek sorumlusu sayan, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan TDT üyeleri için de yazdıkları şöyle; “ Bizim kardeşler Rumlara yalakalık yapmanın peşindeydi çünkü çıkarları öyle gerektiriyordu.”
Bu beş ülkeye, bizim “düzmece kardeşler”, benzetmesi yapmış.
Yazısının sonunda da, “ KKTC’yi kumarhaneler cennetine çevirdik, bizim sözüm ona dost ve kardeş Türk Cumhuriyetleri ile İslam ülkeleri Rum devletini tanıma konusunda haksız mı?” diye sormuş.
Sanki dış ilişkilerde bunlar önemliymiş gibi burada hedef şaşırtmış. İlişkilerin çıkara dayandığını bilmezmiş gibi, Arap ülkeleri bağımsız ülkelermiş gibi…
Yine bir yazarımız dün ortaya bir tez atmış, algıları uyuşturmuş, ulusu bu yapılan ihanete alıştırıvermiş, Kıbrıs zaten verildiydi 2004’te diyerek.
İşte bu yazının başlangıç bölümü, kopyalarsak:
“17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmayla Kıbrıs Rumlara verildi.
Bu anlaşmaya, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan imza attı.
Yani Kıbrıs, bundan 21 yıl önce, Recep Tayyip Erdoğan tarafından Rumlara verildi.”
*
Biraz tarih biliyorsak, o günleri yaşamışsak bu yazılanlara inanamayız.
Daha AKP yeni iktidara gelmiş, ilk dönemi, ilk yılları. Ordumuz güçlü, caydırıcı bir güç bölgede. Rauf Denktaş yaşıyor, Kıbrıs mücadelesinin başında. Rauf Denktaş’ı Ocak, 2012 yılında yitirdik.
2004 yılında “Annan Planı’na” karşı çıktı Denktaş, bizim yeni iktidar ise kabul edilsin diye baskı yaptı, Kıbrıs Türklerine. Denktaş yalnız bırakılmıştı, iyice dışlanmıştı o günlerde. Oylamada Kıbrıslı Türkler bu planı kabul etse de, Kıbrıslı Rumlar planı reddettiği, Türklere daha kötü bir son istedikleri için, Annan Planı hayata geçmedi
Yirmi bir yıldır kaç seçim yapıldı Kıbrıs’ta. Böyle bir şey olsa Rum sessiz mi kalırdı? Ordumuz uyur muydu? Aydınlarımız susarlar mıydı? Böyle bir iş başbakan imzasıyla olabilir mi? Biz çadır devleti miydik? Atatürk Cumhuriyeti neredeydi? Bu bilgileri tek bir kişiye, o yazara mı vermişti Avrupa Birliği? Kıbrıs Türk’ünün atası Rauf Denktaş buna susar mıydı? Olabilir miydi böyle bir şey?
Yoksa bu tür savlar, iktidarın derin sessizliği, hepsi hepsi algıları alıştırma mı? Yakında verecekler mi Kıbrıs’ı yayılmacılara, Kıbrıs, Akdeniz’deki doğal uçak gemimiz, çok çok önemli vatan toprağımız…
Profesör Haberal bu durumu Başkent Televizyonu’nda kınamış. Konuşmanın altına bir izleyici:
“Türk Birliği böylece başlamadan bitmiştir.” yazmış. Doğru demiş.
Bilirsiniz, başa bir kötülük geldiğinde savunmaya geçer, birden karamsarlığa kapılmaz, güç toplamaya bakarız, “Her şeyde bir hayır vardır deriz. Her kötülüğe başka bir yönden de bakmaya çalışırız.
İşte, bulduğum bir iyilik. Bu kötülükten, sırttan hançerlenmekten doğacak bir iyilik:
Bu cumhuriyetlerle birlikte alınan “Ortak Alfabe” kararı tuzağından kurtulma.
Atatürk’ün en büyük devrimlerinden Türk Dil Devrimini tehlikeye atmamak, dilimizi, geleceğimizi, kültürümüzü kurtarmak… Yanlıştan dönmek… (Bu, "Ortak Alfabe” konusu sürecek.)
Yavru vatanımıza yıllar önce yazdığım dizelerle şimdilik yazıyı bitirelim:
“…
Atatürk devrimleriyle donanmış Kıbrıs Türk’ü, Türk yazısıyla yazıyor,
Kıbrıs Türk’ünün dili dilimiz, sözü sözümüz, özü özümüz!..
Türk ulusu yaşadıkça, Türkiye anavatan, sen yavru vatan!
Atatürk’ün Türkiye’si öyle büyük bir devlet ki, dünya durdukça duracak,
Yavru vatan Kıbrıs’ta kurulan Cumhuriyetle birlikte sonsuza dek yaşayacaktır!
Türkiye’m, anavatanım!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yavru vatanım!”
KIBRIS’IM, YAVRU VATANIM!
Feza TiRYAKi
Yorumlar
Trend Haberler

Erdoğan Konuştu, Operasyon Geldi: Süleymancılara Büyük Darbe!

Önce Hakaret Sonra Ceza!

Kumluca'da Pazaryerinde Kaos Esnaf isyanda

Yangın söndü ama şüpheler alevlendi! Önce nişan, sonra gözaltı!

Her gün o yoldan geçiyordu… O gün geçemedi

Asfaltta sona eren bir kariyer! Metrelerce savruldu...