Bugün kişisel bir konudan söz edeceğim:
Ülkenin bir ucunda küçük bir ilçesindeyim. İnsanlarımızın çoğunun dişleri çarpık ya da çürük. Gülümsemeleri de gülmeleri de karşıdaki için büyük bir işkence. Kirli dişler, çürümüş ve kararmış, çekilmiş diş etleri de cabası. Bir yandan yetersiz beslenme, öte yandan sigara ve dişe zarar veren alışkanlıklar gencecik insanların ağız kimyasını bozmuş. Diş fırçalama alışkanlığı ise hiç yok.
Ağız ve diş sağlığı beden sağlığının kapısı. O kapıyı açık bırakırsanız oradan içeriye her türlü hastalık girer. Giriyor da zaten. Değilse insanımız genç yaşlarda hastane kapılarında sürünsün? SGK’nın en büyük harcama kalemi neden ilaç ve hastane masrafları olsun. SGK’nın bütçesinde neden bu kadar büyük karadelikler oluşsun?
Diş fırçası ile yatılı liseye gittiğimiz zaman tanışmıştık. Diş sağlığının ne kadar önemli olduğunu da zamanla öğrendik. İnsanın 32 dişi var ve bir tanesinin ağrıması bile yetiyor dünyasının kararmasına. Kim bilir belki de insanımızı diş sağlığının bozulmasına karşı duyarsız kılan da dişlerinin öteki organlarından çok çok fazla olması. Halbuki diş çürükleri bedene zararlı birçok mikrobun yaşaması ve çoğalması için çok iyi bir ortam oluşturmakta. Ve hastalıklar. Bedene saldıran mikroplar.
Halk arasında “ara yer hastalığı” diye bir şey vardır. Bu hastalıklar vaka-yı adiyeden sayılır. Kimisi kaşıntı, kimisi karıncalanma, kimisi şişme… Bunların hiçbirisi öldürücü değildir. Öldürücü olmadığı için gelgeç (palyatif) tedaviler uygulanır ya da o hastalıkla dip dibe yaşamaya alışılır.
Eskiden okullarda çocukların güzel alışkanlıklar edinmesi için uyarılar yapılırdı. Liseye gelmiş ama kirli tırnaklarla dolaşa birçok öğrenciyi uyardığımı hatırlıyorum. Şimdilerde sanırım ne diş sağlığına, ne parazite, ne de tuvalet kullanma alışkanlığına dikkat edilip uyarılar yapılıyor. Kılık kıyafette bir düzen tutturmak bile okulların başının belası.
Diş sağlığı bireyin yaşam konforunu çok ama çok etkiler. Bir düşünün: Paranız var pulunuz var. En güzel kebabı yaptırmış yemişsiniz. Ama dişinizin arasına kaçan ufacık bir et parçası size dünyayı zindan ediyor. Ya da altınızda milyonluk bir araba, üstünüzde on bin liralık bir giysi… Ama güldüğünüz zaman insanları itiyorsunuz. Daha kötüsü, söylememek gerekir ya haydi söyleyelim, insanlarla diz dize oturamıyorsunuz; çünkü ağzınız kötü kokuyor. Olur olmaz yerde geğiriyorsunuz. Ağzınıza acı, mı acı, sular geliyor.
“Dişten bişey olmaz” dememek gerekir. Dişler sağlıklıysa işler de sağlıklı olur.
SOMSÖZ: SAĞLIĞIN ALFABESİ, DİŞ SAĞLIĞIDIR.