Yenilgi muhalefetin kimyasını bozdu. Aslında yenilgi değil. 26 milletvekili fark ile muhalefet yenilmiş sayılabilir mi? Cumhurbaşkanı yeniden seçilmiş. Herşeyi yapma gücü var diye Cumhurbaşkanına muhalefet edilmeyecek mi? Yanlış yapmaz mı oldu? Layüs’el mi oldu? Yüzde 52,16 çok büyük bir fark mı?

Deniyor ki parti içinden muhalefet Akşener’e karşı sesini yükseltiyor. İlk kongrede karşısına aday çıkacak. Çıksın bakalım. O aday başkan olursa Erdoğan’a biat mı edecek? Yanlışları söylemeyecek mi? Bahçeli gibi Erdoğan’ın has evladı mı olacak? Yandaş kanal Babacan hükümetle birlikte çalışabiliriz dedi diye, Davutoğlu ayrı grup kurabiliriz dedi diye zil takıp oynayacak.

Velev ki muhalefet dağıldı. Darmadağın oldu. Ülke içinde muhalefet pısacak mı? Pısarsa bundan ülke de, hükümet de, yandaş da ne kazanacak?

Muhalefet partilerinde bir dalgalanma olsun. İyidir. Yenilginin nedenleri tartışılsın. Ama muhalefet dağılırsa bunun kimseye bir yararının olmayacağı da bilinsin. Kapalı kapılar ardında çok seslilik olsun. Ama her önüne gelen de, bilen de bilmeyen de muhalefeti eleştirip tekerine çomak sokmasın.

Muhalefet partilerinin genel başkanlarına da bir çift söz söylememiz gerekir: Eğer insanların gazını almazsanız, parti içi muhalefete konuşmayı ve tartışmayı yasaklarsanız, onlar da çıkar sokaklarda, TV kanallarında konuşurlar. Basına konuşurlar, toplantılarda konuşurlar ve kimyanız daha da bozulur.

Demokrasilerde muhalefet de iktidar kadar zaruridir. Yeter ki muhalefet etmeyi bilsin.

SOMSÖZ: MUHALEFETİN KİMYASI BOZULURSA, İKTİDARIN KİMYASI DA BOZULUR.