İğdiş, üremeyen at ve eşek türünün sıfatıdır. Bu hayvanlar testisleri burularak veya alınarak döl üretemez hale getirilir. Kısır ise çiftleşmesinde, döl üretmesinde sorun olan canlılara denir. İğdişlik, yapılan bir ameliyatla mümkün iken kısırlık doğadan gelen bir aksaklıktır.

Zihinsel iğdişlik, insan zihninin yeni şeyler üretmekten kaçınıp sorunları geleneksel yöntemlerle çözmeye çalışmasıdır. Bu tür kişilerin kafa konforu vardır. Yeni şeyler için kafayı yormazlar. Onlar için bedenen de zihnen de çalışmak çok yorucudur.

Geri kalmış ülkelerde özellikle halk kesimi bu türden kişilerle doludur. Bunlar gün bulup gün yerler. Bu, kişinin yetiştiği çevre ve aldığı eğitim ile ilgilidir. Kişinin çevresinde ayıp, günah, yanlış diyerek onu baskılayanlar varsa zihinsel iğdişlik kaçınılmaz olur. Nasıl herkes doğal olarak üreme yeteneği ile dünyaya geliyorsa zihinsel olarak da sorgulamaya, çözüm aramaya, yeni yollar bulmaya elverişli bir zihinsel yapı ile gelir. Ama toplum onu iğdiş eder. Hiçbir itki ya da hayvan doğuştan kısır değildir.

Zihinsel bakımdan iğdiş olanlar değişmediği gibi değişiklikten de hoşlanmaz. Bu yüzden yeni şeyleri merak etmez ve araştırmaz. Yani kafasını yormaya hiç gelemez. Hayatı otomatiğe bağlanmıştır.

Birey için de toplum için de en kötü durum budur. Birey taşlaşır, toplum durağanlaşır. Bunlar iğdiş edilmiş at, eşek, katır, tosun, koç, teke gibidir. Tek keyifleri yiyip içmekten ibarettir. Ne haşarılık, ne hovardalık... Ne kavga, ne gürültü... Hayatları sakin ve tekdüzedir. Hiç yaramazlık yapmazlar.

Toplum ve devlet de böyle insanlar ister. İstemese eğitimde tornadan çıkmış, resmi ideolojiden kuşku duymayan, toplumsal değerleri tartışma konusu yapmayan kişiler yetiştirmek arzusunda olmazdı. Çıkıntılık yapan herkesi cezalandırma yoluna sapmazdı.

İnsanın taşlaşmaktan kurtulması için merak edip sorgulaması, tartışması gerekir. Bizim gençliğimizde siyasi partiler yandaşlarının karşı kitle ile iletişim kurmasına, öteki gazeteleri okumasına, başka şarkılar dinlemesine karşı çıkardı. Çünkü tartışmaya girerse kafasında bazı soru işaretleri oluşur ve onları istedikleri gibi yönetmekte zorlanırlardı.

Toplumda sıçramalar sancılarla gerçekleşir. Büyük tartışmalar olur. Her doğum gibi sancılıdır. Özellikle bilim adamlarının, siyasetçilerin ve aydınların çıkıntılık yapabilecek cesareti olmalıdır. Velevki ucunda cezalandırılmak olsa da.

SOMSÖZ: ÇIKINTIDAN KORKMAMALI.

24 Aralık 2025