Geçen yazımızda gittiğimiz konseri aktarmış, konserin iki bölümden oluştuğunu, ilk bölümde türküler eşliğinde yapılan canlandırmayı anlatmıştık. 
Bu yazımızda ise konserin ikinci bölümünden söz edeceğiz. Yani dans, ışık ve canlandırmadan. Bu bölüm Halk oyunları hocası olan ve uzun zamandır bu alanda okullarımızda eğitim veren Bayram Ergin tarafından hazırlanmıştı. Konu gene “Milli Mücadele ve Cumhuriyet’e giden kutlu yolculuktu.”
Toplulukta ilçemizdeki farklı okullardan elliye yakın öğrenci görev almıştı. Topluluğun adı, “Kumluca Belediyesi Anadolu Halk Dansları Topluluğu” idi. Geçen yıl belediye her iki sanat topluluğuna da sahip çıkmış ve o zamandan bu yana onlardan hiçbir yardımı esirgememişti. Davetiyelerin hazırlanması, çalışma yerleri, gelen konukları ağırlama gibi konularda azami dikkat gösterilmişti. 
Sanat öncelikle huzur işidir. Gereken kolaylıklar gösterildiği takdirde sanatçı, işini en iyi biçimde yapar. Ve sanatçının işini iyi yaptığı yerler sürekli başarılı olur. Toplum da ilgi gösterirse bu o yöredeki insanların artı hanesine yazılır. Çünkü, “Sanatsız kalan toplumların hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”  
Bayram Ergin’e “Böyle bir proje nereden aklınıza geldi?” diye sordum. “Cumhuriyet kutlamalarında bizim de katkımız olsun dedik” cevabını verdi. Resmi dairelerden T.C. ibaresi, okullardan Andımız kaldırılırken herkes sus pus olmuştu. En milliyetçi, en cumhuriyetçi, en Atatürkçü kurumlar bile... Bunları yapan hükümetin ve sessiz kalan kurumların son zamanlarda Cumhuriyete dört elle sarıldıklarını görüyoruz. TRT, “Cumhuriyet Haftası” münasebetiyle yaptığı programlarda Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i dilinden düşürmedi. Milletle baş edemeyeceklerini sonunda anladılar mı ne? Böyle giderse “Türkiye Yüzyılı,” “Cumhuriyet Yüzyılı”nın gölgesinde kalacak. İyi de olacak.  
Bayram hoca Anadolu’nun farklı yörelerinden ezgiler ve oyunlardan oluşan bir koreografi hazırlamış. Türk seçkinleri, Anadolu’ya Cumhuriyet’le açılmıştır. Yani Anadolu diliyle, ezgileriyle, giysileriyle, oyunlarıyla, irfanıyla ancak Cumhuriyetten sonra keşfedilmiştir. Bayram hocanın gösterisi bu bakımdan anlamlıydı. 
Oyun (dans demek istiyorum) ezgi ile bütünleştiği zaman güzelliği katlanır. Bu gösteride sadece oyun değil, canlandırma da vardı. Ve her boydan yavrumuz çok başarılı bir gösteri sergilediler. Yani ses, oyun, canlandırma ve ışık tam bir uyum içindeydi. Tabii bu kolay değildir. Küçücük çocukları alacaksınız, onlara defalarca anlatacaksınız, heyecanlarını dindirecek ve güzel bir gösteri sunacaksınız. Bu gösteri temalı olacak. Yani temayı iyi vurgulayacaksınız. Bu iş sabır, anlayış ve sevgi ister. O coşku Cumhuriyet’i sevmeden yaşanmaz. O gösteri Cumhuriyet sevilmeden hazırlanmaz. 
Çocuklarımızın Cumhuriyet’i sevmelerini, yüceltmelerini ve ona sahip çıkmalarını istiyoruz. Cumhuriyet’i yarının büyüklerine bırakacağız. Onların çalışkan ve uyanık olmaları gerekir. Bunu da onları odalarından çıkarıp bu tür etkinliklere katılmalarını sağlayarak gerçekleştirebiliriz.   
Gösteri yapanlar da, gösteriyi izlemeye gelenler de bunu layıkıyla gösterdi. Alkışlar hiç dinmedi. (Bir de ıslık çalmasalar. Çünkü ıslık alkış değil, yuhalama anlamı taşır.)
Bayram Bey 10 Kasım’da, Mehmet Akif Kültür Salonu’nda bir gösteri daha yapacaklarını ve herkesi bu gösteriye beklediğini söyledi. 
Biz bu konserde sadece müzik, canlandırma ve dansla dolu güzel bir akşam geçirmekle kalmadık, aynı zamanda Cumhuriyet’i bir kez daha anladık, öğrendik. İliklerimizde yaşadık. Cumhuriyet'i bize hediye eden şehit ve gazilerimize içten dualar ettik. 
Bize bunları yaşatan hocalara, oyunculara ve yardımcı ekibe kucak dolusu selam ve saygılar sunarız.
SOMSÖZ: CUMHURİYET'TE YAŞAMAK, AYRICALIKTIR.          
(BİTTİ)