YILLAR OLDU ONU YOLCU EDELİ,

SEN HAPİSE BEN SÜRGÜNE GİDELİ,

DEMEK BUYMUŞ BU SEVDANIN BEDELİ,

O TOPRAKTA, SEN ZİNDANDA, BEN SÜRGÜN.

Yıllar oldu onu yolcu edeli,

Sen hapise ben sürgüne gideli,

Bu dizelerde geçen “Yıllar oldu” sözünü ben, “Bu yolda ölenler, hapse girenler ve sürgüne gidenler, kısacası çile çekenler yıllardır çile çekiyorlar. Ama çileleri hiç tavsamadı, hafiflemedi” anlamında anlıyorum. Sözde biraz sitem, biraz öğünme, biraz da dövünme havası seziyorum.

Demek buymuş bu sevdanın bedeli,

Bu dizede ise yukarıda söylediği “Aklımıza gelmiş miydi hiç gardaş?” dizesindeki hayıflanmayı görüyorum.

O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O ÇİÇEKTİ HAİN ELLER KURUTTU,

ŞEHİT EDİP OMUZLARDA YÜRÜTTÜ,

SENİ ZİNDAN BENİ GURBET ÇÜRÜTTÜ,

O TOPRAKTA, SEN ZİNDANDA, BEN SÜRGÜN.

O çiçekti hain eller kuruttu,

Her evlat anasının kuzusudur. Her genç bir çiçektir. Güzeldir, güzelliktir. Ayrıca çiçek bir süre sonra meyveye ve tohuma dönüşür. Bazı meyvelerin içinde binlerce tohum vardır. Her birisi bir dünya eden, iklimini bulunca milyonla meyve verme gücü taşıyan bir tohum.

Bu dizedeki “hain eller” ile kastedilen kimlerdir? Bu konuda anlaşmak zor. Olayın üzerinden kırk yıl geçmesine rağmen 12 Eylül öncesindeki karmaşa ortamının sorumluları belli değildir. Kim öldürdü, kim öldürttü, memleketi bölünmenin eşiğine kimler getirdi? “Dış güçler” diyenler var, “ ordu, polis ve derin devlet” diyenler var, “siyasiler” diyenler var.

Acaba “dış güçler” diyenler, ABD’nin, Rusya’nın, Suriye’nin veya Yunanistan’ın bizim iyiliğimizi isteyebileceğini akıllarına getirdiler mi? Eğer böyle bir şey yaptılarsa ya aptal ya da çok saf olmalılar. Suçu şuna veya buna atıp rahatlamak işin en kolay yanı bence. Suçu kendinde aramak ise aklın ilk emri. Genç olursunuz, cahil olursunuz, sakat olursunuz ve aldatılabilirsiniz. Ama hem yiğit olup ülkenin geleceğine talip olmak, hem de suçu başkalarına atıp kurtulmayı düşünmek bir ikiyüzlülük örneğidir.

SÜRECEK