11 Aralık Pazar gecesi sabaha karşı yağan yağmur özellikle Kumluca’da büyük bir sel felaketine döndü. Atatürk İlkokulu’nun yanındaki köprü ile Kültürpak’ın üst kısmındaki köprülerin ağaçlarla tıkanması yüzünden Gavur deresi taşıyor ve Eskicami, Meydan, Cumhuriyet, Kasapçayırı, Hacıveliler, Göksu ve Kum Mahalleleri sular altında kalıyor. 3 saat içinde metrekareye 254 kilogram yağmur düşünce sel kaçınılmaz olmuş.
Baysı deresi de taşmış, Üleşik deresi de.
Ben Kumluca’da değildim. Ama görsel kaynaklardan ve aradığım arkadaşlardan edindiğim izlenim bu felaketin hiçbir önlemle geçiştirilemeyecek bir afet olduğu biçiminde.
Kentin içindeki cadde ve sokaklar diz boyu çamurla kaplanmış. Dükkanları sular basmış. Arabalar üst üste yığılmış ki özel olarak uğraşılsa böyle bir şey olamaz.
Seralar yıkılmış, portakal bahçeleri sular içinde kalmış. Seralara su girdikten sonra zaten sebze fidanlarının kökü yaralanır. Portakal bahçeleri de korkar.
Geçen yıllarda hem ülke genelinde, hem de Kumluca’da birçok sel baskını ile karşı karşıya geldik. Hepsinden sonra bolca konuştuk. “Tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur” hesabı, hepsinde de lafa doyduk. Bu felaket sonrasında da siyasilerden, sıradan vatandaştan bolca görüş alabiliriz. Ama derdimize deva olur mu bilmiyorum.
Devlet erkanı da oradaymış. Zarar görenlere kredi desteği verilecekmiş. Tabii bir yaraya merhem olup olmayacağı kuşkulu. Gene de iyidir. İstediğimiz ve beklediğimiz, yardımların, kredilerin ihtiyaç sahiplerine ulaşması. Gerçi önceki felaketlerden bildiğimiz kadarıyla bürokrasi ipe un sermekte çok mahir. Sizin zararınız 10 liraysa iki, bilemediniz üç lira ile sizi savalar. Onu da vaktinde vermez. Ama bu yıl inşallah eski felaketler gibi olmaz da devlet yaraları çabucak sarıp iyileştirir.
SOMSÖZ: TÜM KUMLUCALILARA “GEÇMİŞ OLSUN” DİYOR, ZARARLARIN EN AZA İNDİRİLMESİNİ YETKİLİLERDEN BEKLİYORUM.