Bundan önce bir yazı paylaştım: Yeniçağ gazetesi yazarlarından Servet Avcı’nın 18 Ağustos 2022 tarihli “Nöbetçi Çavuş” adlı yazısı.

İşte ben köşe köşe bunun için dolaşıyorum: Bazen aklınıza bir soru takılır. Sağa sola sorarsınız, ama bir türlü kesin bir cevap bulamazsınız. Tartışırsınız, düşünürsünüz, kitap karıştırırsınız… Ama o soru sizi her ortamda rahatsız eder.

Ne yana baksanız şablonlardan kendinizi kurtaramazsınız. Yok Amerika böyle istiyor, yok yeşil kuşak projesi, yok dış güçler ve işbirlikçiler…

Hâlbuki bizim kendimize ettiğimizi hiçbir devlet edemez. Bütün gizli örgütler 32 kısım tekmili birden gelseler de… Bize bunları eden biraz düşünce pekliğimiz ve şablonlara sıkışma alışkanlığımız, biraz da gevezeliğimiz ve öğünme tutkumuz.

Ama çoğumuz bunun farkında bile değiliz. Farkında olmamız için içimizden birinin “Kral çıplak!” diye bağırması gerekirdi. Biz “körlerle sağırlar” gibi birbirimizi ağırlamakla meşgulüz. Hâlbuki birilerinin bu durumumuzu yüzümüze yüzümüze vurması gerekirdi.

Nitekim Servet Avcı bunu yapmış.

Şimdi bize düşen bu çığlığın yansıma bulması. Bu çığlığa daha çok sesin eşlik etmesi. Ama kırmadan, dökmeden.

1980 öncesinde biz her türlü tehlikeye karşı göğsümüzü siper ettik. İhtilal bizi kenara itince de ne olduğunu anlamadan aval aval baktık. Ama kelleyi bu davanın yoluna kayanların kafayı da koyması gerekirdi. Yani hem ülke sorunlarının hem de ülkücü gençliğin yeni durumunun yarattığı sorunların çözümünde kafayı kullanmak gerekiyordu. Yapamadık. Buna itaat kültürümüz engel oldu.

Bugün ne ülke sorunları çözülmüştür, ne de ülkücülerin sorunları. Yanlış anlaşılmasın, biz “ülkücülerin sorunları” derken onların kendi bireysel sorunlarını değil, onların kafa yapılarındaki sorunları kastediyoruz. Servet Avcı’nın da veciz biçimde söylediği gibi 42 yıl öncesinin sorunları dimdik ayaktadır. Hâlbuki dünya değişti. O kadar değişti ki 42 yıl önceki insanlar da düşünceler de fosilleşti. Bize şimdi yepyeni bir kan, yepyeni bir iman, yepyeni bir tarz gerek.

Yoksa öteki ve beriki partilerde kuyruk olarak kalmaya mahkûmuz. Öteki ya da beriki güçler bizi kullanıp bir kenara atmaya devam edecekler.

SOMSÖZ: BURASI YOLLARIN BİTTİĞİ YER.