Yolum bazı ozanlarla kesişti. Mesleğimiz gereği edebiyatın hiçbir türüne sırt dönemeyiz. Ozan edebiyatı kitle iletişim araçları arttıkça tükenecek gibi duruyordu.

Bundan senelerce önce İmam-Hatip Lisesi’nde bir ozan konser vermek ve bu edebiyat ürünlerinden bir deste sunmak için başvurmuş, dinleyecek bir tek öğrenci bile bulamamıştık.

Face arkadaşlarımın içinde epeyce ozan var. Bunların bir kısmı Türkiye çapında ozanlar. Güzel şeyler söylüyorlar. Asıl güzel olan ise birçok muhalif kanalın susmasına rağmen bunların susmamaları. Dokunulmazlığı olan ve halkın dertlerini hükümet nezdinde kovalama işini üstlenmiş milletvekilleri bile sus pus olmuşken bunlar pahalılıktan da, adam kayırmaktan da, adalet terazisinin yanlış tartmasından da korkmadan söz edebiliyor. Halkın önüne düşmesi gereken aydınlar bile tırsmışken bunlar yüksek sesle konuşuyor.

“Kulak veren var mı?” derseniz, yok. Kendileri çalıyor, kendileri dinliyor. Ama tarihe bir çentik atmaktan vazgeçmiyorlar.

Milletin önüne düşenler ozanların sesine kulak vermek zorundadır. Siyasetçi gider, ozan kalır. Aydınım deyip hiçbir sorumluluk almayanlar gider, ozanların sözü, sesi kalır. Önünde diz çökülüp gerdan kırılan Hızır Paşa gider, Pir Sultanların sesi çağlar durur.

Aslında örnek çok fazla. Ama yerimiz dar olduğu için burada iki tanesinin şiirini paylaşıyorum. Ayrıca sırf bu insanları tanıdığım için Edebiyat öğretmeni olmaktan gurur duyuyorum.

SOMSÖZ: OZANLAR SUSARSA, MİLLET ÖLMÜŞ DEMEKTİR.

UZAK DURSUN

-Ekrem Kılıç Üstattan ilhamla-

Ulu Tanrım, nankör nadan

İnsan benden uzak dursun

Olmazsa onlar olmadan

İhsan benden uzak dursun

Garibana öfke kusup

Muktedirden korkup pusup

Haksızlıkta sesin kısıp

Susan benden uzak dursun

Her çağrısına yeterim

Dost işinde aksın terim

Tastamam dostlar isterim

Noksan benden uzak dursun

Söz olsun cana batmayan,

Dost gönlünü kanatmayan.

Sohbete şeker katmayan

Lisan benden uzak dursun

Ben garibim yurdum garip

Rahatlardım güller derip

Dikmek varken bağa girip

Yasan benden uzak dursun

Ulu Tanrım, Dursun kulun

Sonuna geldi bu yolun

Hakkını yiyip yoksulun

Kusan benden uzak dursun

9 Ağustos 2023

Dursun Kepçe

BU ÇAĞ

Medeniyet çağı sanma bu çağı

Cehaletin galip geldiği çağ bu

Tilki yurdu şimdi kurdun yatağı

Çakalın aslana güldüğü çağ bu

Emiri telakki ferman edenin

Üstüne söz mü var dedim dedinin

Vicdansız hakimin yancı kadı'nın

Hükmünü yandaşa kıldığı çağ bu

Hakkın hukukundan öte geçilip

Mazlumların ekin gibi biçilip

Altın kupalarda kanın içilip

Zalimin zulmuyla kaldığı çağ bu

Haya kurban gitti çaputa beze

Edeb yolun şaştı şaş geze geze

Kurtlar sofrasında hukuk baş meze

Adaletin kafa bulduğu çağ bu

İşte böyle gardaş bu zaman ahir

Usta çırak oldu çıraklar mahir

Ölmek yaşamakmış yaşamak kahır

Ağlamanın gülmek olduğu çağ bu

Medeni hatrı yok düzgün yazanın

Bu devrin devranı huzur bozanın

Yalaka kalemin kaypak ozanın

Düzenin sazını çaldığı çağ bu

Aşık Medeni Karataş