Hikayeyi bilirsiniz: Bir adam, okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan bir adama rastlar.

Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder. “Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?” diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi? “yaşamaları için” yanıtını verir. Adam bu defa “İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki?” der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, “Bak onun için çok şey değişti” karşılığını verir. Hiçbirimiz herkesin hayatını değiştiremeyiz, ama en azından bir kişinin, yalnızca bir kişinin, biz var olduğumuz için daha iyi halde yaşamasını sağlayabiliriz.

Bu hikayeyi ilk okuduğum zaman çarpıldım. O zamana kadar yaşadığım laklakla geçen zaman aklıma geldi. Evet laklak… Eğitim şöyle olmalıdır, siyaset böyle olmalıdır, adalet şöyle sağlanır, kadın hakları şöyle elde edilir vs. vs.…

Üniversite okumuş biri olarak toplumun bana bazı sorumluluklar yüklediğinin farkındaydım. Ama doğru bildiğimi -yazılı veya sözlü olarak- söylemekle bu görevi yerine getirdiğimi düşünüyordum. Çoğumuz böyle düşünmüyor muyuz? Temiz bir çevrede yaşamayı, iyi bir eğitim almayı, haklarımızdan emin olmayı, sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşamayı istemiyor muyuz? Peki, istemenin ötesinde neler yapıyoruz? Bence hiçbir şey. Ne devletten, ne yerel yönetimden, ne de eşten dosttan bir isteğimiz var. Halbuki hem vatandaş olarak üzerimize düşen görevleri yapmak, hem de öteki kişilerin ve devletin bize karşı olan görevlerini yerine hakkıyla getirmesini istemek gerekiyor.

Geçen yıl Kuzca köyünün Söğütcuması yaylasına çıktım. Muhtar ile Belediye Başkanının arası limoni olduğu için yaylada her yer çöplüğe dönmüştü. Belediye zaten köylerdeki çöp bidonlarını boşaltıp geçiyor. Çöp bidonlarının yanını yöresini temizlemek gibi bir adeti yok sağolsun. Özel mülk ya da köyün ortak alanlarını ise muhtarlık kendi temizleyecek. Muhtarlığın da ne temizletecek ödeneği, ne de köyde bu işi yapabilecek gönüllü personeli var. SÜRECEK

SOMSÖZ: BİR KİŞİ, ÇOK KİŞİDİR.