100. Yıl Marşı, 26 Ağustos’ta ezgisiyle ve sözleriyle halkın önüne çıktı. Ben dinlediğimde yarım milyona yakın tık almıştı. Söylenecek söz çok. Biz kısaca değinmek istiyoruz.

100. Yıl Marşı Sözleri

“Parlayan yıldızı Anadolu’nun

Çağlayan sel gibi şanlı ulusun

Türkiye Yüzyılı titretiyor dünyayı

Sarsılmaz bir inançla kalpte tutkusun

Bu toprak bu deniz bu bayrak bizim

Tarihe sığmayan destanlar bizim

Türklüğün yazgısı yazılıyor koynunda

Kalplere kazınmış bu vatan bizim

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz

Özgürlük tutkusu damarlarımda

Çelikten her nefer semalarımda

Sarmaşık dal gibi sarılmışız biz bize

Tek yürek bu millet en zor anında

Düşmanlar bir olsa yağsa göklerden

Denizler köpürse taşsa dağlardan

Kimseye eğmedik boynumuzu eğmeyiz

Kahraman yarattı Türkü yaratan

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz

Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz

Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz.”

Doç. Dr. İlker Kömürcü

Marşın sözlerini Doç. Dr. İlker Kömürcü yazmış, Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrası bestelemiş.

Bu marşı bekliyorduk. Çünkü önemsiyorduk. Bugüne kadar Cumhuriyet’i ve ona giden yoldaki dönemeçleri pek değerlendiremedi hükümetimiz. 26 Ağustos’ta bile Büyük Taarruz’a alternatif olarak Malazgirt muharebesini öne sürdüler. Malazgirt Muharebesini ciddiye almadığımız sanılmasın. Hamaset de yerinde ve zamanında tatlıdır. Ama bir olayın üstünden geçen 10 yıl, 25 yıl, 50 yıl ve 100 yıl o olay için önemli dönüm noktalarıdır. Dumlupınar Meydan savaşının 100. Yılında da pek görkemli bir kutlama yapılmadı. Biz hiç olmazsa diyerek umudumuzu Cumhuriyet’in 100. Yılına saklıyoruz. Ama görülüyor ki hükümetimiz Cumhuriyet ile ilgili törenlere alternatif törenler düzenlemeye devam edecek.

AKP ve MHP iktidarı seçim konuşmalarında, TV dizilerinde ve gündelik konuşmalarda (demeçlerde) hamasete öyle bir yüklendi ki içimiz dışımız hamaset oldu. MHP’nin hamasete yüklenmesini biraz anlayabiliriz. Çünkü onlar öteden beri hamaset yiyip hamaset içmişler, hamasetle uyuyup hamasetle uyanmışlardır. Ama iktidar partisinin işi tadında bırakmaması akıllara ziyandır. Diyebilirsiniz ki “Erdoğan seçimi kazandığına göre demek ki hamasetin karşılığı var.” Bu düşünceye ben de katılıyorum. Gel gelelim, “Hocanın okuyuşu çok güzel de hasta ölüyor.”

Cumhuriyet’in 100. Yıl Marşı da gene hamasetle yüklenmiş. 10. Yıl Marşı ve 50. Yıl Marşlarında bile bu derece hamaset yoktur. Çünkü millet olarak canımızı dişimize takmış, düşmanları yurttan kovmuş ve Cumhuriyet’i kurmuşuz. Atatürk’ün de dediği gibi artık insanımızı eğitmek, çalışkan, becerikli, faziletli, bilimi rehber edinmiş insanlar yetiştirmek zamanıdır. Çağın teknolojisini ve bilimini yakından izleyen insanları çoğaltmanın zamanıdır. “Güneşten de öteye bakan insanlar “yetiştirmenin zamanıdır.

Artık savaş, dış düşmanlara karşı değil, cehalete, tembelliğe, aymazlığa ve yoksulluğa karşı yapılacaktır.

Hamaset askerler ve polisler için gereklidir. Gerçi onların da kulak astığı yok ya. Ama Cumhuriyet’i sırtlayacak sivil kesimin ihtiyacı yoktur hamasete. Onlar daha çok çalışmaya, öğrenmeye, yorulmaya, kazanmaya, başarmaya, yarışmaya yönlendirilmelidir. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde mehter marşı gibi marş, yanlıştır. Bu marş neredeyse Harbiye Marşı gibi olmuş. Hamaset için İstiklal Marşı’mız yeter de artar bile.

SOMSÖZ: DÖRT YANLIŞ BİR DOĞRU ETMEZ.