Bir gün lazım olur düşüncesi ile evinin çevresindeki hiçbir şeyi çöpe atmayanlara “pisçi” denir. Bunların evinin içi ve çevresi gereksiz eşyalarla dolup taşar.

Aradıkları şeyi bulamaz, yenisini alırlar. Eşyaların içinde işe yarayacak bir şey yoktur. Ama onlar “Gün gelir, lazım olur” düşüncesiyle onları ne atarlar ne de işine yarayacak birine verirler.

Pisçilerin bir başka özelliği de dağınıklıklarıdır. Yani neyin nerede olduğu belli değildir. Onlar hurdacı bile değildirler. Çünkü hurdacı veya eskiciler gelen malları gelir gelmez elden geçirip işe yarayacak olanları (müşterisi olanları) bir kenara koyar, ötekileri de dönüşme gideceklerin içine atarlar.

Pisçiler, pistir. Ama tembelliklerinden, ama iş bilmezliklerinden çevrelerindeki eşyalar pistir. Demirler küflenmiştir. Eşyalar iç içedir ve dağınıktır. İçlerinde yağlı poşetler, yanıcı malzemeler, çürümüş gıdalar vardır. Ömrünü doldurmuş, hiçbir zaman hiç kimsenin işine yaramayacak malzemeleri tutarlar. Ömrünü doldurmuş, bozulmuş gıdalar ile kimyasal atıklar iç içedir. Hatta zehirli atık bile bulunur. Bazıları kötü kokar. Ama pisçi onun farkında değildir. Çünkü burnu kötü kokuya alışmıştır.

Pisçilik, tedavisi zor bir ruhsal hastalıktır. Çünkü sarhoşlar gibi onlar da hasta olduklarının farkında değildirler. Onlara yaptıkları şey gayet normalmiş gibi gelir. Hatta onlara göre elindeki fazla eşyaları veren, dönüşüme gönderen kişiler savurganlıkla suçlanabilir. Onların hastalıklarının tedavi edilmesi için önce hasta olduklarını kabul etmeleri gerekir.

Halk arasında pisçi kabul edilenlerden bazıları da kendilerine ne verilirse hayır demeyen, eve götürüp çürüten kişilerdir. Bunların çoğunun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Sırf açgözlülüklerinden dolayı verilen her şeyi kabul ederler, verilmediği zaman istemekten çekinmezler. Aldıkları şeyleri de ne kullanır, ne de başkasına verirler. Çürütürler.

Halk arasında meşhur bir mani vardır: “Her gördüğün seversin/ Sendeki mide midir?” der. Midesizler, her bulduğunu ağızlarına atmakta, hatta tabağın dibine kadar sıyırmakta bir mahzur görmezler. Bu da bir çeşit pisçiliktir. Yani bir çeşit “silsüpür” ya da Güldür Güldür’deki “Yalayut.” Bunların genel kullanımdaki adı “pisboğaz”dır. Bu da bir çeşit hastalıktır ve tıpkı pisçilik gibi, içkicilik gibi tedavi edilmesi için önce hastanın hasta olduğunu kabul etmesi gerekir.

SOMSÖZ: ALLAH KORUSUN!