Şu sıralar Türk Dil Kurumu’nun Türk edebiyatından derlediği Denemeler dermecesini (antoloji) okuyorum. 367 sayfalık kitapta Yahya Kemal’den Beşir Ayvazoğlu’na kadar 50’den fazla yazarın 100’den fazla yazısı var.

İster şiir, ister öykü, ister başka edebi türlerin dermecesi… Bir dilin verimlerinin geçirdiği bütün değişimleri ve dönüşümleri orada izlemek mümkün. Tabii bu dermecelerin kişisel bir yanı da var. Derlemeyi yapanların zevki ölçüsünde değerli oluyor bu dermeceler. Bu derlemeyi yapanlar da Yeni Türk Edebiyatı alanında yetkin 5 tane profesör. Allah için güzel bir demet hazırlamışlar. Keyifle okuyorum.

Deneme türü öteki düşünce yazılarından farklı olarak “yazarının her konudaki düşüncelerini kendine has bir yöntemle, ispatlama kaygısı olmadan aktardığı düşünce yazısı türüdür. Sözgelimi fıkra günlük konularda, özellikle de siyasi konularda yazılan gazete köşe yazılarıdır. Makale bilimsel konularda yazılan, dergilerde yayınlanan ağırbaşlı, bilimsel yazılardır. Ama denemenin tek özelliği “yazarının kendine özgü düşüncelerini samimi olarak” anlatmış olmasıdır. Uzunluğu da 2-3 sayfayı geçmez. Bu özelliği ile deneme okunmaya değer bir yazı türüdür. Her konuda yazılabilmesi ise bu türün ayrıcalığıdır. Bu özelliği ile okuyucu ile yazarı arasında tam bir “biz bize” ortamı yaratmak mümkündür.

Sözün kısası kedi köpek, çiçek böcek, meyve sebze, ot çöp… Her konuda deneme yazılabilir. Ama çoğu yazar sanatsal konularda yazmayı tercih eder.

İnsan birinin tamamen kendine özgü düşüncelerini neden merak eder? İlle de okuyacaksa bilimsel metinler okusun, zihni gelişsin… diye düşünenler çoktur. Ama çoğu kişi bilimin asık suratı yerine denemenin gülümseyerek gülümseterek yaptığı söyleşiyi seçer. Deneme bu yüzden okurun ilgisini çeker. Onda insanın içimizi ısıtan sesi ve nefesi vardır. Onda insanın atan kalbi, canlılık belirtisi olan bakışı vardır. Ve biz ne kadar teknoloji meraklısı olursak olalım içimizi sadece insan sesi ısıtabilir. Göz göze, diz dize otururken duyduklarımız bize daha çok heyecan ve keyif verir.

“Keyifle okuyorum” dedim ya. Bu kitap sayesinde Türk edebiyatının yetiştirmiş olduğu 50’den çok yazarla diz dize, göz göze vakit geçirmiş oluyorum. Laf aramızda onlara özeniyor, onlar gibi yazmaya da çalışıyorum.

SOMSÖZ: SİZE DE ÖNERİRİM.