NASIL OKUMALI?

Okuma baktığından, gördüğünden, duyduğundan, yaşadıklarından anlam çıkarmaktır. Çok geniş bir anlamı olan okuma sözcüğünü bizim insanımız harflerin işaret ettiği sesleri doğru çıkarabilmek olarak anlamaktadır. Dini literatürde buna “yüzüne okuma” denir. Anlamadan okuyup geçme ya da seslendirme.

Halbuki okuma zihinsel bir çabanın ürünüdür. Yani anlamadan okuma, okuma değildir. İster sesli, ister sessiz olsun okumadan amaç anlamaktır. Anlamak ise sadece zihinsel bir eylem değil aynı zamanda davranış değişikliğini gerektiren bir eylemdir. Yani siz sigaranın zararları ile ilgili bir yazı okuduğunuz zaman onu bilmeniz yetmez, sigara kullanıyorsanız bırakmanız da gerekir.

Kutsal kitabımızı anlamadan okumak bizce haramdır. Tekrar tekrar okumak daha iyi anlaşılmasını sağlamak için gereklidir. Kuran okuyan kişi ahlaken güzel insan oluyor ve bu konuda aşamalar geçiyorsa okuduğu belli olur. Yoksa “Benim oğlum bina okur” olur.  

Büyük Kumluca camiinin imam odasının kapısına Arap harfleriyle” ikra!” (oku!) yazılmış. Bu, Arapça’ya kutsallık izafe edenlerin işi olmalı. Değilse Yörüklerin olduğu bir kentte Arapça yazmak ve Arap harfleriyle yazmak, işgüzarlıktan başka nedir? Yazık ki aklın zorlamalarına rağmen böyle davrananlar var.

Kur’an-ı Kerim’in içeriğinden söz edecek değilim. Sadece her namazda her rekatta ve ölülerimize dirilerimize okuduğumuz Fatiha suresinin ilk cümlesinden söz edeceğim: “Alemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun!”  Bu sureyi her okuyuşta “Allah, Alemler ve Hamd” sözcüklerinin anlamını derinden düşünmek gerekir.

Alemler: Alem sözcüğü görebildiğimiz ve göremediğimiz varlıkların tümü. Yani alem kavramı o kadar geniş bir kavram ki biz güneş sisteminde yaşıyoruz, ama o sistemdeki bütün gezegenleri göremiyoruz. Samanyolundaki milyonlarca ışık yılı genişliğindeki yıldızları nokta gibi görüyoruz.  Ve ışığı hâlâ bize gelmemiş galaksiler ve yıldızlar olduğunu biliyoruz. Bitti mi? Bitmedi. Bizim görebildiğimiz ve duyabildiğimiz varlıklar varlıklar aleminin çok küçük bir parçası. Bizim algılayamadığımız mikroplardan  ve hücrelerden dahaküçük kocaman bir alem var. Atomlar ve moleküller bu alemden. Bitti mi? Gene bitmedi. Bu alemlerin geçmişteki ve gelecekteki durumları da o alemlerin içinde. Çünkü en küçüğünden en büyüğüne kadar bu alemler sürekli bir devinim ve değişim içinde. İşte Allah bilmediğimiz bütün bu alemlerin Rabbidir. 

Allah: Allah sözcüğü Allah’ın bütün adlarını kapsayan tabii insanların onu algılamasını da sağlayan bütün özelliklerini anlatan bir sözcüktür. Allah sözcüğü bireyin İslam dünyasına girişinin anahtarıdır. Allah bütün alemleri çok yönlü kuşatan bir varlıktır. O her şeyi bilir ve öyle güçlüdür ki bu alemler kadar büyük bir başka alemin yaratılması için onun dilemesi yeterlidir. İnsanoğlu kendini bildi bileli onun varlığının aslına ermek için çabalamakta ancak sezgi yoluyla bir şeyler bilebilmektedir. Aslında değil alemler, küçücük bir varlıkta bile onu görmek, kudretini anlamak yeterlidir. Yazılmış bütün kitaplar onu anlattığı gibi gördüğümüz alemdeki her şey okumayı bilenler için onu anlatmaktadır.

Hamd: Övgü ve şükür anlamlarına gelen bu sözcüğü söyleyerek biz Allah’a şükrediyoruz. Milyonlarca tohumdan bize can verdiği için, gözümüzü yaratıp gösterdiği, burnumuzu yaratıp güzel kokuları aldırdığı, kulağımızı yaratıp güzel sesleri bize duyurduğu için. Denizi, gökyüzünü, esen yeli, çiçekleri fark etmemizi sağladığı için hamdediyoruz. Aldığımız ve verdiğimiz her nefes için yaşadığımız her anı ağrısız sancısız yaşadığımız için şükrediyoruz. Namazda her kıyamda, her rükûda, her oturuşta (tahiyyat) Allahuekber diyerek onu ululuyor, ona kulluk görevimizi yerine getirmeyi umuyoruz. Ezanda ve kamette kaç kez Allahın adı geçiyor. Allah’ı bilen kişi adının her geçtiği yerde yukarıda söylediklerimizi anımsar ve Allah’ı yüceltir.

Allah’ı başkalarından değil, kendi kitabından kendi dilimizle anlamaya çalışmak en doğru yoldur. Fazla ayrıntıya girmek de bizi yorar. Çünkü ağacı görmek isteyen ağaca bakmalı. Toprağa, kabuğa, köke, yaprağa bakarsak ağacı gözden yitirebiliriz. 

Allah’ı bilmek onun istediği insan olmaktan ibarettir: Doğru, çalışkan, bilen, anlamaya çalışan, başkasının haklarına saygılı, merhamet sahibi, hoşgörülü…

SOMSÖZ: ANLAMADAN OKUMAK, OKUMAK DEĞİLDİR.